Gömülü hazineyi arıyorduk.
- We were looking for buried treasure.
Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
- I hear it's buried under all that snow.
Sami arka bahçesinde gömülmüş bir ceset buldu.
- Sami found a body buried in his backyard.
Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir.
- Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.
Nasıl gömülmek istediğini yazdı.
- He wrote how he wished to be buried.
Ben öldüğüm zaman buraya gömülmek istiyorum.
- When I die, I want to be buried here.
Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.
- To make a long story short, we buried the hatchet.
O, biricik oğlunu gömdü.
- She has buried her only son.