ziyaret et

listen to the pronunciation of ziyaret et
Türkçe - İngilizce
{f} visiting

I don't like visiting big cities. - Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

Today's paper reports that the premier has given up the idea of visiting America. - Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.

pay a visit

I must pay a visit to the doctor tomorrow. - Yarın doktoru ziyaret etmeliyim.

I must pay a visit to the doctor. - Ben doktoru ziyaret etmeliyim.

{f} visit

The last time I went to China, I visited Shanghai. - Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.

The President of France visited Okinawa. - Fransa Başkanı, Okinawa'yı ziyaret etti.