The mountaineer set out for the summit.
- Dağcı zirve için yola çıktı.
The whole world is watching the summit conference.
- Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.
Mt. Everest is the highest peak in the world.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.
The economy is at peak of a business cycle at present.
- Şu anda ekonomi iş döngüsünün zirvesinde.
Mt. Everest is the highest peak in the world.
- Everest dünyanın en yüksek zirvesidir.
Stocks hit a new high.
- Hisse senetleri yeni bir zirve yaptı.
Is man really the pinnacle of Creation, or just a freak of nature?
- İnsan gerçekten yaratılışın zirvesi midir yoksa sadece bir hilkat garibesi midir?
He's unstoppable right now but the question is how long he can remain at the pinnacle of his career.
- O şu anda durdurulamaz fakat sorun onun kariyerinin zirvesinde ne kadar kalacağıdır.
We finally got to the summit.
- Sonunda zirveye vardık.
At last, we reached the summit.
- Sonunda, zirveye ulaştık.
When he was at the acme of his career, a scandal brought about his downfall.
- Kariyerinin zirvesindeyken, bir skandal onun çöküşüne neden oldu.
I climbed to the top of Mt. Fuji.
- Mt.Fuji'nin zirvesine tırmandım.
He is always at the top of the class.
- O her zaman sınıfın zirvesindedir.
That is the height of foolishness.
- Bu, aptallığın zirvesidir.
She has always been at the head of her class.
- O her zaman sınıfının zirvesinde oldu.