Bir banka bize faizle ödünç para verir.
- A bank lends us money at interest.
Kredinin %8 faizi vardır.
- The loan bears an 8% interest.
Üreme benim ilgimi çekmiyor.
- Procreation does not interest me.
Evlilik genç insanları ilgilendiren bir konu değildir.
- Marriage isn't a subject that interests young people.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
- I realized that what I had chosen didn't really interest me.