zari̇yat

listen to the pronunciation of zari̇yat
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Kırıp ufalayan, toz duman edip götüren kuvvetler
(Osmanlı Dönemi) Velud kadınlar. Bak: Zerv

İlgili Terimler

ZARİYAT SURESİ
(Osmanlı Dönemi) Kur'an-ı Kerim'in 51. suresidir. Mekkîdir
Zariyat 12
(Kuran) İşlerin karşılık göreceği günün zamanını sorarlar
Zariyat 13
(Kuran) O, kendilerinin ateşte azap görecekleri gündür
Zariyat 14
(Kuran) Onlara: "Azabınızı tadın; işte acele beklediğiniz bu idi" denir
Zariyat 17
(Kuran) Onlar, geceleri az uyuyanlardı
Zariyat 18
(Kuran) Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi
Zariyat 19
(Kuran) Onların mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı, onu verirlerdi
Zariyat 22
(Kuran) Rızkınız da, size söz verilen azap da yukarıdan gelir
Zariyat 23
(Kuran) Göğün ve yerin Rabbine and olsun ki bu, sizin konuşmanız kadar kesin ve gerçektir. *
Zariyat 24
(Kuran) İbrahim'in ikram edilmiş konuklarının haberi sana geldi mi?
Zariyat 25
(Kuran) Onlar, İbrahim'in yanına girip: "Selam sana" demişlerdi, İbrahim de: "Selam size" demişti; içinden de, onların "tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti
Zariyat 28
(Kuran) (Yemediklerini görünce) onlardan endişeye düştü; "Korkma" dediler ve ona bilgin bir oğul sahibi olacağını müjdelediler
Zariyat 29
(Kuran) Bunun üzerine karısı hayretle seslenerek geldi, elleriyle yüzünü kapayarak: "Kısır bir kocakarı!" dedi
Zariyat 30
(Kuran) Melekler: "Bu böyledir, Rabbin söylemiştir; doğrusu O, Hakim olandır, bilendir" dediler
Zariyat 31
(Kuran) İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi
Zariyat 35
(Kuran) Bunun üzerine, suçlu milletin arasında bulunan müminleri çıkardık
Zariyat 36
(Kuran) Zaten orada, kendini Allah'a vermiş sadece bir tek ev halkı bulduk
Zariyat 37
(Kuran) Can yakıcı azabdan korkanlar için, o beldede bir işaret, bir kalıntı bıraktık
Zariyat 38
(Kuran) Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik
Zariyat 39
(Kuran) Firavun, erkanıyle birlikte hakdan yüz çevirdi; "Sihirbazdır veya delidir" dedi
Zariyat 40
(Kuran) Sonunda onu ve ordularını yakalayıp denize attık. O, kınanmayı haketmişti
Zariyat 43
(Kuran) Semud milletinin başına gelende de ibret vardır: Onlara, "Bir süreye kadar zevklenin" denmişti
Zariyat 44
(Kuran) Onlar Rablerinin buyruğundan çıkmışlardı; bunun üzerine kendilerini gözleri göre göre yıldırım çarptı
Zariyat 45
(Kuran) Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler
Zariyat 46
(Kuran) Daha önce de Nuh milletini cezalandırmıştık. Çünkü onlar da yoldan çıkmış bir milletti.*
Zariyat 47
(Kuran) Göğü, gücümüzle Biz kurduk; şüphesiz biz onu genişleticiyiz
Zariyat 48
(Kuran) Yeryüzünü biz yayıp döşedik: Ne güzel döşeyiciyiz!
Zariyat 49
(Kuran) İbret alasınız diye her şeyi çift çift yaratmışızdır
Zariyat 50
(Kuran) De ki: "Öyleyse Allah'a koşuşun; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım
Zariyat 51
(Kuran) Allah'ın yanında başkasını tanrı kılmayın; doğrusu ben sizi O'nun azabı ile açıkça uyaranım
Zariyat 52
(Kuran) Onlardan öncekilere, herhangi bir peygamber gelince: "Sihirbazdır" veya "Delidir" derlerdi
Zariyat 53
(Kuran) Öncekiler sonrakilere böyle mi vasiyet ettiler? Hayır; bunlar azgın bir millettir
Zariyat 54
(Kuran) Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin
Zariyat 55
(Kuran) Öğüt ver; doğrusu öğüt inananlara fayda verir
Zariyat 56
(Kuran) Cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etmeleri için yaratmışımdır
Zariyat 57
(Kuran) Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem
Zariyat 58
(Kuran) Şüphesiz rızıklandıran da, güç ve kuvvet sahibi olan da Allah'tır
Zariyat 59
(Kuran) Zulmedenlerin, geçmiş arkadaşlarının suçlarına benzer suçları vardır; cezalarını Benden acele istemesinler
Zariyat 60
(Kuran) Söz verilen günün azabından vay o inkar edenlere! *
Zariyat 9
(Kuran) Bundan, dönebilecek kimseler döndürülür