Do you think television does children harm?
- Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?
She can't even harm a fly.
- O bir sineğe bile zarar veremez.
Tom was afraid that the typhoon would damage his house.
- Tom tayfunun evine zarar vermesinden korkuyordu.
The flood did great damage to the crops.
- Sel, ekinlere büyük zarar verdi.
Tom is damaging his reputation.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
Pollution is damaging our earth.
- Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
They've been damaged.
- Onlara zarar verildi.
This scandal has severely damaged the public image of our company.
- Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.