Onun bir sürü birikmiş borçları var.
- He has many accumulated debts.
Masanın üstünde toz birikmiş.
- Dust had accumulated on the desk.
Aile serveti bir hayli artmıştır.
- The family fortune has increased a great deal.
Son zamanlarda bu ürün için talep arzdan daha hızlı artmıştır.
- Recently the demand for this product has increased faster than the supply.
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
İş gücümüzü arttırdık.
- We've increased our manpower.
Fransız parfümleri üzerindeki vergiler, ABD'de arttırılmıştır.
- Taxes on French perfumes have been increased in the United States.
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
- He accumulated his fortune by hard work.
Tom büyük bir servet biriktirdi.
- Tom accumulated a large fortune.
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
- He accumulated his fortune by hard work.
O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.
- By investing wisely, she accumulated a fortune.