The player contributed to the victory.
- Oyuncu zafere katkıda bulundu.
If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
Our team came home in triumph.
- Takımımız yurda zaferle döndü.
Tom looked at me triumphantly and said, Check and mate.
- Tom bana zafer kazanmışçasına baktı ve Şah ve Mat. dedi.
Tom was celebrating the victory with wine.
- Tom zaferi şarapla kutluyor.
American generals believed they could win an easy victory.
- Amerikalı generaller kolay bir zafer kazanabileceklerine inanıyorlardı.