O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı.
- He sold his own car without hesitation.
Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
- You should make sure of the fact without hesitation.
Lütfen öneride bulunmak için çekinmeyin.
- Please feel free to make suggestions.
Lütfen bir öneri yapmaya çekinmeyin.
- Please feel free to make a suggestion.
Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın.
- In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing.
Mary duraksamadan buz gibi suya atladı.
- Mary jumped into the icy water without hesitation.
Tom çekinmeden odaya girdi.
- Tom entered the room without hesitation.
Tom çekinmeden arabasını sattı.
- Tom sold his car without hesitation.
Feel free to contact me.
- Zögern Sie nicht, mich zu kontaktieren!