yuvarlamak

listen to the pronunciation of yuvarlamak
Türkçe - İngilizce
roll
to tell whopping big lies, tell whoppers
belt down
to send (someone) sprawling (to the ground)
to down (food, drink) quickly; to put away, pack away, or polish off (food) quickly
to roll (something) (along a surface)
slosh down
toss off
to rotate, to roll; to roll up; (hesap, sayı) to round sth up; (içecek) to toss off, to down
elide
to roll (something) up
to round, give (something) a circular or spherical shape
bowl
trundle
round
down
round off
rotate
toss
tumble
half adjust
yuvarla
cupping
yuvarlama
round off
yuvarlama
roll

The Easter Egg Roll is an annual event that is held on the lawn of the White House each Easter Monday. - Paskalya Yumurtası Yuvarlama Beyaz Saray'ın her Paskalya pazartesi günü çimde düzenlediği yıllık bir olaydır.

yuvarlama
rolling
yuvarlama
bowl
yuvarla
{f} round

Julian wears round glasses like John Lennon's. - Julian, John Lennon'unki gibi yuvarlak gözlük takıyor.

Julien wears round glasses, like John Lennon. - Julien, John Lennon gibi, yuvarlak gözlükler takıyor.

yuvarla
toss off
yuvarla
{f} trundle
yuvarla
roll

He rolled off the bed. - O, yataktan yuvarlandı.

The children rolled down the hill. - Çocuklar tepeden aşağıya yuvarlandılar.

yuvarla
{f} rounded

What's 5,814 rounded to the nearest thousand? - 5.814'ün en yakın bine yuvarlaması nedir?

yuvarla
round off
ağzında yuvarlamak
jabber
ağzında yuvarlamak
slur over
ağzında yuvarlamak
slur
hendeğe yuvarlamak
ditch
yuvarla
toss#off
yuvarla
round#off
yuvarla
tossoff
yuvarla
cup
yuvarlama
trundle
yuvarlama
rolling, trundling; rounding up
yuvarlama
(Nükleer Bilimler) rounding
Türkçe - Türkçe
Hızla düşürmek, devirmek
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek
İnanılmayacak yalanlar söylemek
Belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek: "Gel zaman git zaman, sanat tasaları futbol yuvarlağını öyle uzaklarda fırlatıp attı ki..."- B. R. Eyuboğlu
Döndürerek tomar yapmak veya yuvarlak duruma getirmek
Bir şeyi bir yerden kaldırmadan ekseni çevresinde döndürerek yürütmek, tekerlemek: "... balta ve küskü ile onu kaldırır, aşağıya yuvarlarız."- R. H. Karay
İstekle ve çabucak yemek veya içmek
Sözü belirsizce, anlaşılmayacak biçimde söylemek. İnanılmayacak yalanlar söylemek
Hızla düşürmek, devirmek. İstekle ve çabucak yemek veya içmek: "Birbiri ardınca bilmem kaç şişe bira yuvarlamış."- A. İlhan
(Osmanlı Dönemi) HEZK
(Osmanlı Dönemi) TEMRİG
(Osmanlı Dönemi) TEM'İK
yuvarlama
Yuvalama
yuvarlama
Gaziantep yöresine özgü küçük köftelerle yapılan bir yemek
yuvarlama
Bulgur ya da pirinç ve kıymayla yoğrulduktan sonra küçük küçük yuvarlanıp haşlanarak yapılan bir yemek
yuvarlama
Yuvarlamak işi
yuvarlamak