Don't swallow that slick propaganda.
- Bu kaygan propagandayı yutma.
Tom is having a hard time swallowing.
- Tom yutma zorluğu yaşıyor.
The closure of the factory was a tough pill to swallow to the town's residents.
- Fabrikanın kapatılması şehrin sakinlerine yutmak için zor bir hap oldu.
These pills are hard to swallow.
- Bu hapları yutmak zor.
The ATM swallowed the credit card.
- ATM, kredi kartını yuttu.
My throat hurts when I swallow.
- Yutarken boğazım ağrıyor.
The snake is swallowing an egg.
- Yılan bir yumurta yutuyor.
Are you having any difficulty swallowing?
- Herhangi bir yutma güçlüğü yaşıyor musunuz?
Tom downed his whiskey in one gulp.
- Tom bir yutuşta viskisini mideye indirdi.
Have you ever accidentally taken a big gulp of seawater?
- Kazara deniz suyu yuttuğun oldu mu?