My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
He traveled abroad in his own country.
- Kendi ülkesinde yurt dışına yolculuk etti.
Tom lives on his country estate.
- Tom yurtluğunda yaşıyor.
The food is very good in the dormitory where he lives.
- Onun kaldığı yurtta yemekler çok iyi.
You must observe the rules of the dormitory.
- Yurt kurallarına uymalısın.
Peace at home, peace in the world.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
He is famous both at home and abroad.
- Yurt içinde ve yurt dışında ünlüdür.
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.