yurt

listen to the pronunciation of yurt
İngilizce - Türkçe
yurt
yurda benzer yuvarlak bina
keçe çadır
İngilizce - İngilizce
A large, round semi-permanent tent with vertical walls and conical roof usually associated with Central Asia and Mongolia
A large, round semi-permanent tent with vertical walls and conical roof usually associated with Mongolia
a circular domed dwelling that is portable and self-supporting; originally used by nomadic Mongol and Turkic people of central Asia but now used as inexpensive alternative or temporary housing
A circular, domed, portable tent used by nomadic peoples of central Asia
{i} rounded building characteristic of the Mongols and the Turks of central Asia
yurts
plural of yurt
Türkçe - İngilizce
dorm

All of us live in the same dorm. - Hepimiz aynı yurtta yaşıyoruz.

My college has dormitories. - Benim üniversitemin yurtları var.

country

Tom lives on his country estate. - Tom yurtluğunda yaşıyor.

Have you ever been to a foreign country? - Hiç yurt dışında bulundun mu?

native country; fatherland; home; habitation; habitat; hostel, dormitory
make-up
(Eğitim) student dormitory
habitation
student lodging
native country
hostel
dig
home (for homeless or distressed people): yetiştirme yurdu orphanage
house

They think the owner of the house is studying abroad. - Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.

hostel, dormitory (for university students)
place or area in which one grew up
home

He is famous both at home and abroad. - Yurt içinde ve yurt dışında ünlüdür.

Peace at home, peace in the world. - Yurtta sulh, cihanda sulh.

hall of residence
place which one can call home, home
homeland of a people or nation; territory comprising a nation-state
digs
hall
diggings
home, cradle, place which breeds excellent ...: askerler yurdu a place which produces top-notch soldiers
youth hostel
dormitory

The food is very good in the dormitory where he lives. - Kaldığı yurtta yemekler çok iyi.

We all live in the same dormitory. - Hepimiz aynı yurtta yaşarız.

place where a particular service is rendered or a particular subject is taught: sağlık yurdu clinic. biçki ve dikiş yurdu sewing school
habitat
homeland
student residence
fatherland
abode
residence halls
yurt
(Sosyoloji, Toplumbilim) territory
yurt dışı
foreign

Have you ever been to a foreign country? - Hiç yurt dışında bulundun mu?

Living abroad is the best way to learn a foreign language. - Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.

yurt bilgisi
civics
yurt dışı
overseas

By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs. - Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.

Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products. - Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.

yurt dışı
oversea

By studying overseas, students can come into contact with other manners and customs. - Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.

Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products. - Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.

yurt dışı
abroad

You will benefit by a trip abroad. - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

Have you ever been abroad? - Hiç yurt dışında bulundun mu?

yurt dışından
from abroad
yurt geneli
nationwide
yurt içi
(Hukuk) domestic
yurt içi satışlar
(Ticaret) domestic sales
yurt içinde üretilen
(Gıda) home-grown
yurt tutmak
settle in
yurt özlemi
nostalgia
yurt özlemi
homesick
yurt dışında
abroad

I had a chance to travel abroad. - Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.

You will benefit by a trip abroad. - Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.

yurt ücreti
Dormitory fee
yurt, öğrenci evi
dormitories, student houses
Yurt Dışı Sefer Sıhhi Desteği
(Askeri) Expeditionary Medical Support
yurt bilgisi civics
(a subject taught in schools)
yurt dışı hizmet
(Askeri) foreign service
yurt dışı hizmet rozeti
(Askeri) foreign service clasp
yurt dışı muharebe desteği
(Askeri) expeditionary combat support
yurt dışı seferi kuvveti
(Askeri) expeditionary force
yurt dışı seferi kıtaları
(Askeri) expeditionary troops
yurt dışı seyahati
(Ticaret) overseas journey
yurt dışı yatırım
(Ticaret) overseas investment
yurt dışı yatırımlar
(Ticaret) overseas investments
yurt dışı yerleşik
(Ticaret) non-residents
yurt dışı çalışmalar
(Ticaret) overseas operations
yurt dışına
abroad

When you travel abroad, you usually need a passport. - Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır

Traveling abroad is one of my favorite things. - Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.

yurt dışına akış
foreign drain
yurt dışına açılmak
expand overseas
yurt dışına açılmak
expand abroad
yurt dışına borçlar
(Ticaret) payables to foreign countries
yurt dışına giden
outbound
yurt dışına çıkma
voyage out
yurt dışına çıkmak
go abroad
yurt dışında işlenen suç
(Kanun) extra territorial offence
yurt dışında işlenen suç
(Kanun) extraterritorial offence
yurt içi ekonomik amaç
(Ticaret) internal economic goal
yurt içi ekonomik amaç
(Ticaret) domestic economic goal
yurt içi endüstri
(Ticaret) domestic industry
yurt içi fiyatı
(Ticaret) domestic price
yurt içi hastanesi
(Askeri) unnumbered hospital
yurt içi istihbaratı
(Askeri) domestic intelligence
yurt içi işlem
(Ticaret) internal transaction
yurt içi katkı kuralı
(Ticaret) domestic content rules
yurt içi kredisi
(Hukuk) domestic credit
yurt içi pazar
(Ticaret) home market
yurt içi petrol dağıtım planı
(Askeri) inland petroleum distribution plan
yurt içi sermaye birikimi
(Ticaret) domestic capital formation
yurt içi su yolları
(Askeri) inland waterway
yurt içi su yolları sistemi J
(Askeri) inland waterway system
yurt içi ticaret
(Ticaret) domestic commerce
yurt içi ticaret hadleri
(Ticaret) domestic terms of trade
yurt içi uçuşlar
(Havacılık) national flights
yurt içi üretim
(Hukuk) domestic production
yurt içi şirket
(Ticaret) domestic corporation
yurt sahibi
housefather
yurt tutmak
to settle in, make (a place) one's home
yurt yöneten kadın
housemother
yurt çapında
nationwide
yurt özlemi
homesickness
yurt özlemi ile ilgili
nostalgic
yurtlar
dormitories

My college has dormitories. - Benim üniversitemin yurtları var.

My university has dormitories. - Benim üniversitemin yurtları var.

görüntü işleme ve yayma sistemi; yurt içi petrol dağıtım sistemi (Kara Kuvvetler
(Askeri) imagery processing and dissemination system; inland petroleum distribution system (Army)
yurt

    Türkçe nasıl söylenir

    yûrt

    Eş anlamlılar

    ger

    Telaffuz

    /ˈyo͝ort/ /ˈjʊrt/

    Etimoloji

    [ 'yurt ] (noun.) 1883. From Russian юрта (júrta), from a Turkic language, related to Turkish yurt, "home, homeland". Dictionary.com. Dictionary.com Unabridged (v 1.1). Random House, Inc. 2009. Merriam-Webster Online Dictionary. 2009.