You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
He traveled abroad in his own country.
- Kendi ülkesinde yurt dışına yolculuk etti.
Have you ever been to a foreign country?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
They think the owner of the house is studying abroad.
- Onlar evin sahibinin yurt dışında eğitim aldığını düşünüyorlar.
Peace at home, peace in the world.
- Yurtta sulh, cihanda sulh.
The scientist is famous both at home and abroad.
- Bilimci hem yurt içinde hem de yurt dışında ünlüdür.
You will soon adjust to living in a dormitory.
- Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.
You must observe the rules of the dormitory.
- Yurt kurallarına uymalısın.
Living abroad is the best way to learn a foreign language.
- Yurt dışında yaşamak bir yabancı dili öğrenmek için en iyi yoldur.
Is this your first foreign trip?
- Bu senin ilk yurt dışı seyahatin mi?
Overseas subsidiaries are putting out top-of the-line products.
- Yurt dışı şubeleri seçkin ürünleri dışarı çıkarıyor.
His large income makes it possible for him to travel overseas every year.
- Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.
His large income makes it possible for him to travel overseas every year.
- Onun büyük geliri ona her yıl yurt dışında seyahat etmesini mümkün kılıyor.
A passport is usually necessary when you travel overseas.
- Yurt dışına seyahat ederseniz genellikle bir pasaport gereklidir.
Have you ever been abroad?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
You will benefit by a trip abroad.
- Yurt dışında bir gezi size yarar sağlayacaktır.
I had a chance to travel abroad.
- Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
Have you ever been abroad?
- Hiç yurt dışında bulundun mu?
When you travel abroad, you usually need a passport.
- Yurt dışına seyahat edersen, genellikle bir pasaporta ihtiyacın vardır
Traveling abroad is one of my favorite things.
- Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
My college has dormitories.
- Benim üniversitemin yurtları var.
Boys can't enter the girls' dormitories.
- Oğlanlar kızların yurtlarına giremezler.