The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
- Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
Every time I think of Tom, I get a lump in my throat.
- Tom'u ne zaman düşünsem, boğazımda bir yumru hissediyorum.
I can't sleep on this lumpy mattress.
- Bu yumrulu yatak üzerinde uyuyamam.
He was knocked out by a punch in the first round.
- O ilk rauntta bir yumrukla nakavt edildi.
My back is full of knots.
- Sırtım yumrularla dolu.