Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.