Tom heard a helicopter overhead.
- Tom yukarıdan geçen bir helikopter duydu.
Tom could hear helicopters overhead.
- Tom yukarıdan geçen helikopterleri duyabiliyordu.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.