The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
Tom started bouncing up and down on the bed.
- Tom yatağın üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
They bounced up and down.
- Onlar yukarı aşağı zıpladı.
This is an uphill road.
- Bu yokuş yukarı bir yoldur.
As you go up higher, the air becomes thinner.
- Daha yukarıya giderken hava incelir.
It's better to be approximately right than completely wrong.
- Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.