O sağlam genç bir adam.
- He is a robust young man.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.
O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Genç bir kişi seni görmek istiyor.
- A young person wants to see you.
... Harold, and a young man from Normandy, swept into England and defeated King Harold at the ...
... mistakes, but you couldn’t debate that young man’s hunger to learn. You could not debate ...