you are blocked or stuck when you can't find any more moves to make

listen to the pronunciation of you are blocked or stuck when you can't find any more moves to make
İngilizce - Türkçe

you are blocked or stuck when you can't find any more moves to make teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

blocked
(Ticaret) kapalı

O cadde çalışma nedeniyle kapalı. - That street is blocked because of the works.

blocked
(Bilgisayar) engellenmiş
blocked
(Bilgisayar) engellendi

Ben birçok kez engellendim. - I have been blocked many times.

Trafik bir heyelan tarafından engellendi. - Traffic was blocked by a landslide.

blocked
bloklanmış
blocked
öbeklenmiş
blocked
{f} engelle

Onlar onun teklifini engellediler. - They blocked his proposal.

Trafik bir heyelan tarafından engellendi. - Traffic was blocked by a landslide.

blocked
bloke

Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı. - Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.

Gıda sevkiyatı bloke edildi. - Food shipments were blocked.

blocked
bloke et

Sami, Leyla'nın telefon numarasını bloke etti. - Sami blocked Layla's phone number.

Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti ve ona tekrar tekme attı. - Tom blocked Mary's punch and kicked her again.

blocked
{f} bloke et: adj.bloke edilmiş
blocked
{f} engelle: adj.engelle
blocked
{s} tıkalı

Lavabodaki boru tıkalıydı. - The drain in the washbasin is blocked.

Gösteriden dolayı cadde tıkalıydı. - The street is blocked because of the demonstration.

blocked
{s} bloke edilmiş
İngilizce - İngilizce
blocked
you are blocked or stuck when you can't find any more moves to make

    Heceleme

    you are blocked or stuck when you can't find a·ny more moves to make

    Türkçe nasıl söylenir

    yu ır bläkt ır stʌk hwen yu känt faynd eni môr muvz tı meyk

    Telaffuz

    /ˈyo͞o ər ˈbläkt ər ˈstək ˈhwen ˈyo͞o ˈkant ˈfīnd ˈenē ˈmôr ˈmo͞ovz tə ˈmāk/ /ˈjuː ɜr ˈblɑːkt ɜr ˈstʌk ˈhwɛn ˈjuː ˈkænt ˈfaɪnd ˈɛniː ˈmɔːr ˈmuːvz tə ˈmeɪk/