you'll want to take this one home after just one date

listen to the pronunciation of you'll want to take this one home after just one date
İngilizce - Türkçe

you'll want to take this one home after just one date teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

easy
rahat

Tom televizyon izlerken rahat bir koltukta oturuyordu. - Tom was sitting in an easy chair, watching TV.

Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız. - Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.

easy
kolay

Her zaman dürüst olmak kolay değildir. - To be always honest is not easy.

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English is not easy.

easy
{s} basit

Bu İngilizce roman, bir haftada okunacak kadar basit değil. - This English novel is not easy enough for you to read in a week.

Bu basit sandalye oldukça rahattır. - This easy chair is quite comfortable.

easy
varlıklı
easy
eziyetsiz
easy
sehil
easy
sorunsuz
easy
kolayca

Sami'nin her zaman kolayca ulaşabileceği hapları vardı. - Sami always had pills within easy reach.

İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir. - Statistics are easy to misinterpret.

easy
kolaylıkla

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir. - The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

easy
asanlıkla
easy
asan
easy
{s} doğal

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır. - It's very easy to sound natural in your own native language, and very easy to sound unnatural in your non-native language.

Radyoda doğal olarak konuşmak kolay değil. - It is not easy to speak naturally on the radio.

easy
{s} serbest
easy
{s} huzurlu
easy
z., k.dili. kolayca, rahatça
easy
(sıfat) basit, kolay, zahmetsiz, rahat, dertsiz, huzurlu, zevkli, uysal, serbest, doğal
easy
{s} uysal

Tom babası kadar uysal görünüyor. - Tom seems as easy-going as his father.

Aynı anda hem geçimsiz hem de uysal, hem hoş hem de katısın. Ne seninle, ne de sensiz yaşayabilirim. - You are difficult and easy, pleasant and bitter at the same time; I can't live with or without you.

easy
{s} zevkli
İngilizce - İngilizce
easy
you'll want to take this one home after just one date

    Heceleme

    you'll want to take this one home af·ter just one date

    Türkçe nasıl söylenir

    yul wônt tı teyk dhîs hwʌn hōm äftır cîst hwʌn deyt

    Telaffuz

    /ˈyo͞ol ˈwônt tə ˈtāk ᴛʜəs ˈhwən ˈhōm ˈaftər ʤəst ˈhwən ˈdāt/ /ˈjuːl ˈwɔːnt tə ˈteɪk ðɪs ˈhwʌn ˈhoʊm ˈæftɜr ʤɪst ˈhwʌn ˈdeɪt/