This day was exceptionally tiring.
- Bu gün son derece yorucuydu.
Today was a tiring day.
- Bugün yorucu bir gündü.
I told you that this would become tiresome.
- Bunun yorucu olacağını sana söyledim.
At first the job looked good to Tom, but later it became tiresome.
- Önceleri iş, Tom'a iyi göründü fakat daha sonra iş yorucu oldu.
The work was quite exhausting.
- Çalışma oldukça yorucuydu.
The swimmer, Cindy Nicholas, barely made it ashore at Dover at the end of the exhausting swim, but a spokesman from the Channel Swimming Association announced that she was in very good shape.
- Yüzücü, Cindy Nicholas, yorucu bir yüzmenin sonunda zorlukla Daver'de kıyıya vardı fakat Kanal Yüzme Derneğinden bir sözcü onun çok iyi bir durumda olduğunu duyurdu.
That looks really painful.
- O gerçekten yorucu görünüyor.
The trainer advised Angela to avoid strenuous exercise.
- Eğitmen, Angela'ya yorucu egzersizden kaçınmasını tavsiye etti.
Neither of them cares for strenuous sports.
- Onlardan hiçbiri yorucu sporlardan hoşlanmıyor.
The team's schedule is grueling.
- Takımın programı yorucu.
This work is too heavy and exhausting for a single woman. I will activate my robot!
- Bu iş çok ağır ve tek bir kadın için yorucu. Robotumu etkinleştireceğim.