yolculukta

listen to the pronunciation of yolculukta
Türkçe - İngilizce
during a/the journey, while traveling
yolculuk
travelling

Travelling is easy these days. - Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

I'm travelling alone. - Yalnız yolculuk ediyorum.

yolculuk
trip

A trip to America this summer is out of the question. - Bu yaz Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

A trip to America is out of the question. - Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

yolculuk
voyage

I wish you a pleasant voyage. - Sana hoş bir yolculuk diliyorum.

The voyage to America used to take many weeks. - Amerika'ya yolculuk birçok hafta sürerdi.

yolculuk
{i} journey

What a pleasant journey we had! - Ne keyifli bir yolculuk yaptık!

She found the ring that she had lost during the journey. - O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

yolculuk
travel

I'm travelling alone. - Yalnız yolculuk ediyorum.

The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon. - Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.

yolculuk
trek
yolculuk
passage
yolculuk
(Havacılık) cruise

Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas! - Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!

yolculuk
excursion
yolculuk
expedition
yolculuk
run
yolculuk
{s} itinerary
yolculuk
travelling on
yolculuk
road trip
yolculuk
journeying
yolculuk
cruising
yolculuk
peregrination
yolculuk
journey, trip, voyage, expedition
yolculuk
headway
yolculuk
{i} wayfaring
Türkçe - Türkçe

yolculukta teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEFER
Yolculuk
yol

Gemiyle yolculuk yapmayı severim. - Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.

Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil. - Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEYR
Yolculuk
seyahat
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat: "Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk."- F. N. Çamlıbel
yolculuk
Bu gidiş gelişte geçen süre
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme: "Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu."- N. Cumalı
İngilizce - Türkçe

yolculukta teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

yolculuk
seyahat
yolculuk
gezinti