yol boyunca

listen to the pronunciation of yol boyunca
Türkçe - İngilizce
all the way

The train was so crowded that we were obliged to stand all the way to Osaka. - Tren o kadar kalabalıktı ki Osaka'ya giden bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda bırakıldık.

Tom came all the way from Boston. - Tom yol boyunca Boston'dan geldi.

1. throughout the journey; all the way: Yol boyunca durmadan konuştu. He talked incessantly all the way. 2. beside the road, along the road
down the road
enroute
throughout the journey
yol boyunca binalar dizisi
ribbon building
yol boyunca binalar dizisi
ribbon development
yol boyunca ilerlemek
roll along
Türkçe - Türkçe
susa
yol boyunca