yol açmak

listen to the pronunciation of yol açmak
Türkçe - İngilizce
{f} cause

I don't want to cause a panic. - Paniğe yol açmak istemiyorum.

We don't want to cause a panic. - Paniğe yol açmak istemiyoruz.

lie behind
a) to open a road b) to make way for c) to bring about, to give rise to, to cause, to lead to, to create, to produce
to pave the way for
{f} involve
{f} evoke
{f} entail
lead to
(deyim) give birth to
bring about
{f} raise
(deyim) culminate in
elicit
result in
generate
breed
beat
engendering
spark off
pave the way
provoke
excite
pave the way for
invite
(deyim) give cause for
lead up to
elbow
produce
conduce
tend
create
plough
engender
call forth
trigger
blaze the trail
{f} cut
beat a path
give rise to
{f} beget
set forward
give smb. a lead
yol
{f} cause

We don't want to cause a panic. - Paniğe yol açmak istemiyoruz.

I don't want to cause a panic. - Paniğe yol açmak istemiyorum.

yol açma
(Ticaret) pioneering
yolaçmak
cause
zorla yol açmak
(deyim) break into
yol
{f} gap
krize yol açmak
to cause crisisresult in crisis
sürüklenmesine yol açmak
lead to drift
zayıf olmasına yol açmak
to lead to poor
bir zarara sebebiyet vermek/yol açmak
(Hukuk) to cause a damage, to cause a disadvantage
ite kaka yol açmak
elbow
ite kaka yol açmak
elbow through
kalabalıkta kendine yol açmak
thread one's way
kalabalıkta kendine yol açmak
thread one's way through
kargaşaya yol açmak
riot
kendine yol açmak
worm one's way
kılıçla yol açmak
slash
seyahat etmesine yol açmak
cause to travel
yol
{f} lead

They believed it might lead to war with Britain. - Onlar, onun Britanya ile bir savaşa yol açabileceğine inandılar.

A new study suggests that hospital records for patients older than 65 are often incorrect, which may lead to serious treatment errors. - Yeni bir çalışma 65'ten daha büyük hastaların hastane kayıtlarının çoğunlukla yanlış olduğunu ortaya atmaktadır, bu durum ciddi tedavi hatalarına yol açabilir.

yol açma
cutting
ölümüne yol açmak
carry off
Türkçe - Türkçe
davet etmek
sonuçlamak
olmak
yol açmak