The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence.
- Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.
The receipt has to be signed and stamped by the authorities.
- Makbuzun yetkililer tarafından imzalanmış ve mühürlenmiş olması gerekir.
You're not authorized to do that.
- Bunu yapmaya yetkili değilsin.
Only cleaners are authorized to enter into the meeting room.
- Sadece temizlikçiler toplantı odasına girmeye yetkilidir.
I've been told that you're a very competent person.
- Bana çok yetkili bir kişi olduğun söylendi.
We need competent leaders.
- Yetkili liderlere ihtiyacımız var.
Canadian officials weighed the supplies of each man.
- Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
Many high-level officials attended the meeting.
- Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
His best friend ratted him out to the authorities.
- Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.
The convicted drug dealer was willing to comply with the authorities to have his death sentence reduced to a life sentence.
- Mahkûm uyuşturucu satıcısı ölüm cezasını ömür boyu hapis cezasına düşürtmek için yetkililere boyun eğmeye istekliydi.
You are not entitled to attend the meeting.
- Toplantıya katılmak için yetkili değilsiniz.
Tom is entitled to do that.
- Tom onu yapmaya yetkili.
You're entitled to the truth.
- Sen gerçeğe yetkilisin.
Tom is entitled to do that.
- Tom onu yapmaya yetkili.
I am the executive director of the museum.
- Ben müzenin yetkili müdürüyüm.