You have to make do with what you've got.
- Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.
The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator.
- Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.
You will have to make do with what we have.
- Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
You have to make do with what you've got.
- Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.