yetiştirilmiş

listen to the pronunciation of yetiştirilmiş
Türkçe - İngilizce
brought up

His sons are not properly brought up. - Onun oğulları uygun şekilde yetiştirilmiş değil.

He must have been brought up in a good family. - İyi bir ailede yetiştirilmiş gibi görünüyor.

raised by
yetiştirilmiş kimse
initiate
yetiş
got on for
yetiş
get on for
yetiş
{f} overtaken
yetiş
overtook
yetiş
overtake

If you hurry, you will overtake him. - Acele edersen ona yetişirsin.

If you hurry, you will soon overtake her. - Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

yetiş
catch up

He'll soon catch up with Tom. - O yakında Tom'a yetişecek.

I had to run to catch up with Tom. - Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

yetiş
grown at
özel yetiştirilmiş
purpose trained
yetiştirilmiş