yerleştirilmiş

listen to the pronunciation of yerleştirilmiş
Türkçe - İngilizce
embed in
embed
positioned
fitted
located
yerleş
ensconce
yerleş
settle

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

yerleş
settle down

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

Tom says that he wants to settle down. - Tom yerleşmek istediğini söylüyor.

yerleş
{f} settled

He settled down in his native country. - Anavatanına yerleşti.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

They found it easy to settle in the United States. - Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

This is residential property. - Burası yerleşim bölgesidir.

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

adam yerleştirilmiş
manned
iyice yerleştirilmiş
imbedded
içine yerleştirilmiş
inlying
yerleş
{f} site
yerleş
indwell
yerleştirilmiş