yerleştirilmek

listen to the pronunciation of yerleştirilmek
Türkçe - İngilizce
to be placed
be perched
be located
yerleş
ensconce
yerleş
settle

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

yerleş
settle down

Tom says that he wants to settle down. - Tom yerleşmek istediğini söylüyor.

Let's all settle down here. - Hepimiz buraya yerleşelim.

yerleş
{f} settled

He settled down in his armchair to listen to the music. - O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.

He settled down in his native country. - Anavatanına yerleşti.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They are planning to settle in New Zealand. - Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.

They found it easy to settle in the United States. - Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

I would prefer to live in a residential area, not downtown. - Bir şehir merkezinde değil, bir yerleşim alanında yaşamayı tercih ederim.

A factory is not suitable for a residential district. - Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell
Türkçe - Türkçe
Yerleştirmek işine konu olmak
Yerleştirme işine konu olmak
yerleştirilme
Yerleştirmek işi
yerleştirilmek