yeni

listen to the pronunciation of yeni
Türkçe - İngilizce
new

The factory is producing a new type of car. - Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.

This tape recorder is not new. - Bu kasetçalar yeni değil.

recent

Is this a recent photo? - Bu yeni bir fotoğraf mı?

Tom has recently been learning how to sing a lot of new songs. - Tom son zamanlarda çok sayıda yeni şarkıları nasıl söyleyeceğini öğreniyor.

new, recent, latest, fresh; incoming, new; newly, recently, just
new; neo-: yeni Eflatunculuk Neoplatonism. yeni klasikçi neoclassicist
novel

Her new novel has become a best seller. - Onun yeni romanı çoksatar oldu.

His new novel will come out next month. - Yeni romanı gelecek ay piyasaya çıkacak.

young

Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer. - Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.

Young animals adapt quickly to a new environment. - Genç hayvanlar hızla yeni bir çevreye uyum sağlarlar.

(Bilgisayar) click the new
latest

Tom's latest movie just came out. - Tom'un son filmi yeni yayınlandı.

This laboratory is equipped with the latest computers. - Bu laboratuvar en yeni bilgisayarlarla donatılmıştır.

elementary
fresh

Tom emptied the water out of the bottle before he refilled it with fresh water. - Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.

She is fresh from college, so she has no experience. - O üniversiteden yeni mezundur, bu yüzden hiç deneyimi yok.

strange
(deyim) babe in arms
crisp
(Biyoloji) de novo
unprecedented
nouveau
just

This house of ours has just been redecorated, and we haven't lived here for sixth months. - Bizim bu evimiz sadece yeniden dekore edildi ve altı aylığına burada yaşamadık.

Tom put the new tablecloth he had just bought on the table. - Tom satın aldığı yeni masa örtüsünü masaya koydu.

unused
emergent
daring
firsthand
late

He was re-elected six years later. - Altı yıl sonra yeniden seçildi.

Sooner or later, we'll have to buy a new TV since the TV we have now is a very old model. - Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.

novice
smart

I want a new smartphone! - Yeni bir akıllı telefon istiyorum!

Mary used her smartphone as a mirror to touch-up her makeup. - Meryem makyajını yenilemek için akıllı telefonunu ayna olarak kullandı.

green
hot

We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura. - Biz Yeni Osaka otelinde duracağız ve Bay Takakura'yı alacağız.

They stayed at a new hotel in Kobe. - Kobe'de yeni bir otelde kaldılar.

neo

Washington's neocons believe that there is a clash of civilizations that they're going to win. - Washington'un yeni muhafazakarları onların kazanacakları bir medeniyetler çatışması olduğuna inanıyor.

maiden
neoteric
only just

I only just met them. - Onlarla daha yeni tanıştım.

Have you known Tom for a long time? No, I've only just met him. - Tom'u uzun zamandır tanıyor musun? Hayır, daha yeni tanıştım.

recently

He recently traded in his jeep for a new Mercedes. - O, son zamanlarda jipini yeni bir Mersedesle değiştirdi.

Tom has recently been learning how to sing a lot of new songs. - Tom son zamanlarda çok sayıda yeni şarkıları nasıl söyleyeceğini öğreniyor.

ingoing
newly; recently
newly

Tom and I are newlyweds. - Tom ve ben yeni evlileriz.

Newly printed books smell good. - Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.

kaino
freshly

I love the aroma of freshly brewed coffee. - Yeni demlenmiş kahve kokusunu seviyorum.

A freshly baked cake doesn't cut easily. - Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.

incoming
renewed

I haven't renewed my subscription. - Aboneliğimi yenilemedim.

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.

newfangled
clean

We need to invest in clean, renewable energy. - Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.

Lisa's room needs to be cleaned again. - Lisa'nın odası yeniden temizlenmeli.

in mint condition
further

His new job further separates him from his family. - Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.

novus
newer

Tom has a newer car than I do. - Tom'un benimkinden daha yeni bir arabası var.

My car is newer than Tom's. - Benim arabam Tom'unkinden daha yeni.

yeni yerine geçmek
relocate
yeni baştan yazmak
rewrite
yeni ay
crescent

A few days after new moon, we see a thin crescent in the western evening sky. The crescent Moon waxes, or appears to grow fatter, each night. - Yeni aydan sonra birkaç gün batı akşamı gökyüzünde ince bir hilal görürüz.Hilal ay her gece gittikçe büyür ya da şişmanlıyor gibi görünür.

yeni eve taşınma partisi
housewarming party
yeni mezun
newly graduate
yeni ufuklar açan
seminal
yeni zelandalı
kiwi
yeni çekim yapmak
retake
yeni çıkmış şey
novelty
yeni ad
(Bilgisayar) new title
yeni ad
(Bilgisayar) rename
yeni ahit
new-testament
yeni alan
(Bilgisayar) new field
yeni anket
(Bilgisayar) new survey
yeni arama
(Bilgisayar) new call
yeni arama
(Bilgisayar) new search
yeni baskı
re-edition
yeni basım
new edition
yeni belge
(Bilgisayar) new document
yeni birim
(Bilgisayar) new volume
yeni biçem
(Bilgisayar) new style
yeni boyut
(Bilgisayar) new size
yeni bölge
(Bilgisayar) new zone
yeni bölüm
(Bilgisayar) new section
yeni değer
(Bilgisayar) replace with
yeni değer
(Bilgisayar) with
yeni değer
(Bilgisayar) new value
yeni değer
(Bilgisayar) change to
yeni değer
(Bilgisayar) as
yeni dosya
(Bilgisayar) new file
yeni dönem
new period
yeni dönem
new age
yeni dönem
new era
yeni düzen
(Ticaret) new deal
yeni düzen
new order
yeni düzenleme
rearrangement
yeni ekle
(Bilgisayar) add new
yeni evli
just married
yeni eylem
(Bilgisayar) new action
yeni form
(Bilgisayar) new forms
yeni form
(Bilgisayar) new form
yeni gelen
new arrival

Tom and Mary were among the new arrivals. - Tom ve Mary yeni gelenler arasındaydı.

yeni gibi
as good as new
yeni gine
new guinean
yeni girdi
(Bilgisayar) new entry
yeni görev
(Bilgisayar) new task
yeni havuz
(Bilgisayar) new pool
yeni hedef
(Bilgisayar) new target
yeni ileti
(Bilgisayar) new message
yeni
(Bilgisayar) new task
yeni
new business
yeni kayıt
(Bilgisayar) new record
yeni kent
(İnşaat,Teknik) new town
yeni kitap
(Bilgisayar) new book
yeni kişi
(Bilgisayar) new contact
yeni konum
(Bilgisayar) new location
yeni kural
(Bilgisayar) new rule
yeni menü
(Bilgisayar) new menu
yeni metod
innovation
yeni model
new model

The new model is expected to be put on the market early next year. - Yeni modelin, önümüzdeki yılın başlarında piyasaya sürülmesi bekleniyor.

Those new model cars are on the market. - Bu yeni model arabalar piyasada.

yeni oda
(Bilgisayar) new room
yeni olay
(Bilgisayar) new event
yeni olmuş
fresh
yeni oyun
(Bilgisayar) new game
yeni pin
(Bilgisayar) new pin
yeni renk
(Bilgisayar) new color
yeni sağ
(Politika, Siyaset) new right
yeni sene
new year
yeni seçim
(Bilgisayar) new selection
yeni site
(Bilgisayar) new site
yeni site
(Bilgisayar) mobile
yeni sorun
complication
yeni stil
(Bilgisayar) new style
yeni stil
(Bilgisayar) newstyle
yeni tür
(Bilgisayar) new type
yeni türü
(Bilgisayar) as
yeni umut
new hope
yeni usul
innovation
yeni veri
(Bilgisayar) change to
yeni veri
(Bilgisayar) new data
yeni web
(Bilgisayar) new web
yeni yer
(Bilgisayar) new location
yeni yönetim
(Bilgisayar) new management
yeni çağ
new era
yeni çağ
new age
yeni çağrı
(Bilgisayar) new call
yeni çizim
(Bilgisayar) new drawing
yeni çocuk
(Bilgisayar) new child
yeni öğe
(Bilgisayar) new item
yeni ürün
(Ticaret) new product
yeni şey
innovation
Yeni Osmanlılar
New Ottomans
yeni ay, ayın ilk hali
new moon, the first state in
yeni bir ortama alışmak
acclimation to a new
yeni evli
Newlywed

Tom and I are newlyweds. - Tom ve ben yeni evlileriz.

Tom and Mary are still newlyweds. - Tom ve Mary hala yeni evliler.

yeni olma
newness
yeni yeni
newly
yeni yıl arefesi
New year's eve
yeni yıl tatili
New year holiday
yeni zelanda papağanı
kaka
Yeni Gine
New Guinean, of New Guinea
Yeni Gine
New Guinea; New Guinean
Yeni Gineli
New Guinean
Yeni Uluslar arası Ekonomik Düzen
(Hukuk) New International Economic Order
Yeni Zelanda
New Zealand, of New Zealand
Yeni Zelandalı
(a) New Zealander
Yeni ahit
Acts
Yeni ahit
Roman
Yeni ahit
acts of the apostles
Yeni dünya
New World
yeni (hükümet/yıl)
incoming
yeni ad vermek
rename
yeni adrese gönderilecek
to be forwarded
yeni adrese göndermek
send on
yeni adrese göndermek
send out
yeni akım
underground
yeni aygıt
(Bilgisayar) new device
yeni baskı
reprint
yeni baskı
re edition
yeni başlamış
inchoate
yeni başlayan kimse
intrant
yeni baştan
over again

It's happening all over again. - Bu yeni baştan oluyor.

If you had to do it all over again, what would you do differently? - Yeni baştan yapman gerekse neyi farklı yapardın?

yeni baştan yazma
rewriting
yeni bildiriye kadar
until further notice
yeni bina
new building
yeni bir dönem başlatan
epoch making
yeni bir hayat vermek
revivify
yeni bir konuda eğitmek
retrain
yeni biçilmiş
new mown
yeni biçim vermek
reshape
yeni budanmış dal
stool
yeni bulunmuş
new found
yeni cilt
(Bilgisayar) new binder
yeni crl
(Bilgisayar) new crl
yeni delhi
New Delhi

The capital of India is New Delhi. - Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'dir.

They arrived in New Delhi on July 9th. - 9 Temmuzda Yeni Delhi'ye vardılar.

yeni değerini belirlemek
revaluate
yeni elbise
new dress
yeni ev vermek
rehouse
yeni eve taşınma partisi
housewarming

We're having a housewarming party this evening. - Biz bu akşam yeni eve taşınma partisi veriyoruz.

yeni evli
newly wed
yeni faks
(Bilgisayar) new fax
yeni fan kayışına ihtiyacım var
I need a new fan belt
yeni fikirlere açık
open-minded
yeni gelen
incoming
yeni gelen
new come
yeni gelen kimse
incomer
yeni gine
New Guinea

Most of the Melanesians living in Papua New Guinea have very curly hair, don't they? - Papua Yeni Gine'de yaşayan birçok Melanezyalının çok kıvırcık saçları vardır, değil mi?

I'm in Papua New Guinea. - Papua Yeni Gine'deyim.

yeni girmiş kimse
neophyte
yeni grup
(Bilgisayar) new group
yeni ilke
(Bilgisayar) new policy
yeni isim koymak
rename
yeni istek
(Bilgisayar) new request
yeni kelime
neologism
yeni koloni
pioneering settlement
yeni konut sağlama
rehousing
yeni küme
(Bilgisayar) new cluster
yeni liste
frontlist
yeni makinelerle donatmak
retool
yeni nesil
the rising generation
yeni olarak
newly
yeni para
fresh money
yeni seri
(Bilgisayar) new series
yeni stoklarınız ne zaman gelecek
When will you get new stock
yeni sözcük
coinage
yeni sözcük yaratmak
neologize
yeni sıra
(Bilgisayar) new queue
yeni terim
neologism
yeni transatlantik gündemi
(Hukuk) new transatlantic agenda
yeni ufuklar
new frontiers
yeni yere yerleşen kimse
settler
yeni yol
(Bilgisayar) new route
yeni yıl
the new year

What are you planning to do for the New Year vacation? - Yeni yıl tatilinde ne yapmayı planlıyorsun?

We celebrated the New Year with a party. - Yeni yılı bir partiyle kutladık.

yeni zelanda
New Zealand
yeni zelanda devekuşu
moa
yeni zelanda yerli dili
Maori
yeni zelanda'da
Down Under
Türkçe - Türkçe
Kullanılmamış olan
En son edinilen
Biraz önce, çok zaman geçmeden
Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan
Tanınmayan, bilinmeyen
Daha öncekilerden farklı olan
En son edinilen. İşe henüz başlamış. O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan
İşe henüz başlamış
Biraz önce, çok zaman geçmeden: "Yeni tanıştığım orman uzmanları çok nazik ve kibar insanlardı."- Ç. Altan
O güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan; değişik
GICIR
cedit
acar
nev
(Osmanlı Dönemi) BİD'
Yeni Dünya aslanı
Puma, dağ aslanı
yeni ay
Ayça, hilâl
yeni gerçekçilik
Eşyanın gerçeğini ışık ve gölgeden yoksun keskin çizgilerle vermeyi amaç edinen resim anlayışı
yeni yeni
Yeni olarak, bu günlerde, çok yakınlarda
yeni yetme
Yeni yetmelik çağında olan kimse, ergen
yeni yetmelik
Çocuklukla yetişkinlik arasındaki dönem, ergenlik
Yeni doğmuş
nevzat
Yeni yıl
nevsal
Yeni yıl
yeni sene
yeni yıl
Yaşanılan yıldan bir sonraki yıl