yemin etme

listen to the pronunciation of yemin etme
Türkçe - İngilizce
(Kanun) juration
swearing
yemin etmek
vow
yemin etmek
swear

She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language. - Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.

yalan yere yemin etme
perjure
yemin etmek
take a vow
yemin etmek
swear up and down
yemin etmek
(Askeri) swear in
yemin etmek
make a vow
yemin etmek
pledge
yemin et
{f} sworn

He was sworn in as mayor. - Ona bir belediye başkanı olarak yemin ettirildi.

Sami Bakir was sworn in in 2006. - Sami Bekir 2006'da yemin etti.

yemin et
{f} vow

I vowed that I would never speak to her again. - Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.

I have made a vow never to get married. - Ben asla evlenmemek için yemin ettim.

yemin et
make a vow
yemin et
taken a vow
yemin et
swore

I swore I'd never do that. - Onu asla yapmayacağıma yemin ettim.

Tom swore that he ate at least twice as much as his wife. - Tom, en az onun eşinin iki katı kadar yediğine yemin etti.

yemin et
made a vow
yemin et
swear

Tom made me swear not to tell Mary. - Tom, Mary'ye anlatmayacağıma yemin ettirdi.

You must swear with your hand on the Bible. - Elin İncilin üzerinde yemin etmelisin.

yemin et
took a vow
yemin et
take a vow
yemin etmek
take an oath
yemin et
cross your heart
yemin etmek
take the pledge
yemin etmek
vow to
yalan yere yemin etme cezası
(Kanun) penalty of perjury
yemin etmek
swear an oath
yemin etmek
forswear
yemin etmek
to swear, to take an oath ant içmek
yemin etmek
1. to swear (to do something). 2. to take an oath
yemin etmek
swan
Türkçe - Türkçe
ila
yemin kasem
Yemin etmek
(Osmanlı Dönemi) NEFL
Yemin etmek
(Osmanlı Dönemi) TEELLİ
Yemin etmek
ahdetmek
yemin etmek
Ant içmek
yemin etme