yemin etme

listen to the pronunciation of yemin etme
Türkçe - İngilizce
(Kanun) juration
swearing
yemin etmek
vow
yemin etmek
swear

She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language. - Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.

yalan yere yemin etme
perjure
yemin etmek
take a vow
yemin etmek
swear up and down
yemin etmek
(Askeri) swear in
yemin etmek
make a vow
yemin etmek
pledge
yemin et
{f} sworn

Has the witness been sworn in? - Tanığa yemin ettirildi mi?

He was sworn in as mayor. - Ona bir belediye başkanı olarak yemin ettirildi.

yemin et
{f} vow

He vowed to avenge his friend's death. - O, arkadaşının ölümünün intikamını almak için yemin etti.

Tom vowed to do that. - Tom bunu yapmak için yemin etti.

yemin et
make a vow
yemin et
taken a vow
yemin et
swore

I swore I'd never do that. - Onu asla yapmayacağıma yemin ettim.

I swore I'd never do that to anyone. - Onu birine asla yapmayacağıma yemin ettim.

yemin et
made a vow
yemin et
swear

Tom made me swear that I wouldn't tell anyone. - Tom bana kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi.

Tom made me swear not to tell Mary. - Tom, Mary'ye anlatmayacağıma yemin ettirdi.

yemin et
took a vow
yemin et
take a vow
yemin etmek
take an oath
yemin et
cross your heart
yemin etmek
take the pledge
yemin etmek
vow to
yalan yere yemin etme cezası
(Kanun) penalty of perjury
yemin etmek
swear an oath
yemin etmek
forswear
yemin etmek
to swear, to take an oath ant içmek
yemin etmek
1. to swear (to do something). 2. to take an oath
yemin etmek
swan
Türkçe - Türkçe
ila
yemin kasem
Yemin etmek
(Osmanlı Dönemi) NEFL
Yemin etmek
(Osmanlı Dönemi) TEELLİ
Yemin etmek
ahdetmek
yemin etmek
Ant içmek
yemin etme