Bu bir yıllık bir gelenek oldu.
- This has become a yearly tradition.
Ekonomi bakanı yıllık açıklama yapar.
- The economic minister gives a yearly report.
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Was Ms. Kato your teacher last year?
Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
- Visitors to that town increase in number year by year.
O üç yıldır Japonya'da.
- He has been in Japan for three years.
Benim babam sadece on beş yaşında.
- My father is only fifteen years old.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
- My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
Japonya bu yıl her zamankinden daha çok araba üretti.
- Japan has produced more cars than ever this year.
Tom geçen yıl zor günler geçirdi.
- Tom had a rough time last year.
İlk birkaç yıl zordu.
- The first few years were difficult.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
On yıl uzun bir zamandır.
- Ten years is a long time.
Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
- We have a lot of snow at this time of the year.
Twice-Yearly Surveys of Affluent Americans.
The exams in year 12 at high school are the most difficult.
Mars goes around the sun once in a Martian year, or 1.88 Earth years.