yazıyor

listen to the pronunciation of yazıyor
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) writing

I'm writing a letter. - Bir mektup yazıyorum.

She is writing a letter now. - O şimdi bir mektup yazıyor.

writes

He writes to me less and less often these days. - Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.

Mr Kawabata writes a letter home every year. - Bay Kawabata her yıl evine bir mektup yazıyor.

yaz
summer

I go to the country every summer. - Her yaz köye giderim.

In the summer it's very hot in southern Spain. - Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

yaz
{f} clerk

The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over. - Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband. - 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

yaz
wrote

She wrote the book with very little effort. - Çok az bir gayretle kitabı yazdı.

Jim wrote the letter for Betty. - Jim, mektubu Betty'ye yazdı.

yaz
(Dilbilim) script

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

He writes scripts for TV shows. - O, TV gösterileri için senaryolar yazar.

yaz
inscribe
yaz
{f} penned

He penned it down so as to not forget it. - Onu unutmamak için yazdı.

yaz
write

Please write with a pen. - Lütfen bir dolmakalem ile yaz.

He never fails to write to his mother every week. - O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

yaz
{f} jot

Tom jotted down a message to Mary. - Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.

yaz
{f} writing

I prefer reading to writing. - Okumayı yazmaya tercih ederim.

She is writing a letter now. - O şimdi bir mektup yazıyor.

yaz
prescribe

You should go to specialist, for now I will prescribe you medicine. - Bir uzmana gitmen gerekir, şimdilik sana ilaç yazacağım.

I will prescribe a febrifuge to you. - Size bir ateş düşürücü ilaç yazacağım.

yaz
{f} written

Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters. - Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

yaz
write down

I tried to write down everything he said. - Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.

Write down your name here. - Adınızı buraya yazın.

yaz
{f} pen

Please write with a pen. - Lütfen bir dolmakalem ile yaz.

Tom took out a pencil and started to write. - Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

yaz
enrol
yaz
draw up
yaz
print in
yaz
{f} printed

Journalism is printing what someone else does not want printed. Everything else is public relations. - Gazetecilik, birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Gerisi halkla ilişkilerdir.

A newspaper printed a story about the operation. - Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.

yaz
aestival
yaz
aestival [Brit.]
yaz
estiva
yaz
summertime

How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime. - Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

I like cold potato salad in the summertime. - Yaz zamanı soğuk patates yemeyi severim.

yaz
write#down
yaz
writedown
yaz
{f} type

You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard. - Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.

At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand. - Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.

yaz
drawup
yaz
indite
Türkçe - Türkçe

yazıyor teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

yaz
Yılın, haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi
yaz
Kuzey yarım kürede haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi: "Çok sıcak bir yaz gecesiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu