yazısız

listen to the pronunciation of yazısız
Türkçe - İngilizce
clean
unwritten on
unlettered
blank
unwritten
preliterate
yazı
article

I am writing an article. - Bir makale yazıyorum.

I'm writing an article for the school newspaper. - Okul gazetesi için bir makale yazıyorum.

yazı
writing

I'm writing a letter. - Bir mektup yazıyorum.

He is writing to some friends of his. - O bazı arkadaşlarına yazıyor.

yazısız hukuk
unwritten law
yazısız kâğıt
blank
yazısız levha
tabula rasa
yazı
script

Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it. - Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.

This is a cursive script. - Bu bir bitişik el yazısı.

yazı
{i} inscription

Layla had religious inscriptions in her business card. - Leyla'nın kartvizitinde dini yazılar vardı.

The medal had an inscription. - Madalyanın bir yazısı var.

yazı
essay

It took me 2 hours to finish the essay. - Yazıyı bitirmek 2 saatimi aldı.

Didn't madam Rodriguez want to see my essay? - Madam Rodriguez deneme yazımı görmek istemedi mi?

yazı
(Bilgisayar) story

This is a story written in simple English. - Bu, basit İngilizce ile yazılmış bir hikaye.

Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy. - Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.

yazı
composition

This composition is so badly written than I can not make out what he means. - Bu kompozisyon o kadar kötü yazılmış ki ben onun ne anlama geldiğini çıkaramıyorum.

The composition has been written hurriedly, so it's probably full of errors. - Kompozisyon aceleyle yazılmış, bu nedenle o muhtemelen hatalarla doludur.

yazı
transcript
yazı
(Ticaret) scrip

Tom, do you know what kind of script this is? Probably Tibetan, but I can't read a bit of it. - Tom, bunun ne tür bir yazıt olduğunu biliyor musun? Muhtemelen Tibet, ama ondan bir parça okuyamıyorum.

I can't read handwritten script, so could you please write it in printed script? - Ben el yazılı senaryoyu okuyamam, bu nedenle bunu kitap harfleriyle yazar mısınız?

yazı
(Bilgisayar) stories

The stories written by Amy Church are all interesting. - Amy Church tarafından yazılmış hikayeler ilginçtir.

Tom writes short stories. - Tom kısa öyküler yazıyor.

yazı
caption
yazı
contribution
yazı
paper

Give me some paper to write on. - Yazı yazmak için bana biraz kağıt verin.

Taro is writing a term paper. - Taro, dönem ödevi yazıyor.

yazı
superscription
yazı
typo

I think it's just a typo, rather than a grammatical error. - Bence bu gramer hatasından çok, bir yazım hatası.

Sorry, that's a typo. - Üzgünüm, o bir yazım hatası.

yazı
writ

Please write the answer on this piece of paper. - Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.

She writes with her left hand. - O, sol eliyle yazı yazar.

yazı
writing, act of writing
yazı
writing; article" " makale; destiny, fate" " kader, yazgı, alınyazısı; (parada) tail
yazı
handwriting; calligraphy
yazı
scriptural
yazı
alphabet

A text in Esperanto is written phonetically using an alphabet of 28 letters. - Esperanto bir metin, fonetik olarak 28 harfli bir alfabe kullanılarak yazılır.

The Japanese writing system is very complicated, it has three alphabets with more than two thousand characters. - Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.

yazı
fate, destiny
yazı
article (in a newspaper or magazine)
yazı
Scripture

In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered. - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

yazı
piece of writing, writing
yazı
clerical
yazı
lettering
yazı
black and white
yazı
tail

Heads I win, tails you lose. - Turalar ben kazanırım, yazılar sen kaybedersin.

yazı
writings

The holy writings come from desert people. - Kutsal yazılar, çöl insanlarından geliyor.

They are apocryphal writings. - Onlar uydurma yazılar.

Türkçe - Türkçe

yazısız teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Yazı
hat
Yazı
(Osmanlı Dönemi) TENUFE
Yazı
(Osmanlı Dönemi) BELKA'
Yazı
(Osmanlı Dönemi) SAHRA
Yazı
kalem
Yazı
(Osmanlı Dönemi) TENUK
Yazı
(Osmanlı Dönemi) MEVMAT
Yazı
(Osmanlı Dönemi) SİDA'
yazı
Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale
yazı
Düşünceyi tespite yarayan işaretler düzeni, alfabe
yazı
Harfleri yazma biçimi
yazı
Alın yazısı, yazgı
yazı
Herhangi bir harf düzeninde biçim ve sanat bakımından özellik gösteren tür
yazı
Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü: "İstiklal Harbi'nde millî duyguları aksettiren ümit ile dolu yazılarını hâlâ unutmadık."- O. S. Orhon
yazı
Düz yer, ova, kır
yazı
Herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünü
yazı
Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazmak işi
yazı
Anlam, sanat veya biçim bakımından yazılan şey, makale: "İlk yazı denemelerim için gazete bulmaya çalışıyorum."- F. R. Atay
yazı
Ova
yazı
Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi
yazı
Metal paraların üzerinde değeri yazılan yüzü
yazı
Bilinen yazıdan ayrı olan anlatım aracı