I spread my arms wide and welcomed him home.
Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
The rain kept the fire from spreading.
- Yağmur yangının yayılmasını engelledi.
These measures can prevent the disease from spreading.
- Bu önlemler hastalığın yayılmasını önleyebilir.
The empire fell as a result of the expansionist tendencies of its neighbors.
- İmparatorluk komşularının yayılmacı eğilimlerin bir sonucu olarak düştü.
The battle checked the empire's expansionist tendencies.
- Savaş imparatorluğun yayılmacı eğilimlerini kontrol etti.
She tried to prevent the rumor from spreading.
- O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
We should check the spread of the disease.
- Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.