yavaşlamış

listen to the pronunciation of yavaşlamış
Türkçe - İngilizce
retarded
slowed
yavaşla
ease off
yavaşla
decelerate
yavaşla
{f} slow

Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down. - Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.

When you are driving, you should slow down on corners. - Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.

yavaşla
{f} slowed

Tom slowed down and pulled over to the side of the road. - Tom yavaşladı ve yolun kenarına çekti.

You've slowed us down enough already. - Zaten bizi yeterince yavaşlattın.

yavaşla
slow up
yavaşlamış