yavaş yavaş teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- gradually
With the coming of spring, everything is gradually coming to life again.
- Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.
The sky has gradually clouded over.
- Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
- slowly
The balloon descended slowly.
- Balon yavaş yavaş indi.
She was leaving and was walking slowly from me.
- O benden ayrılıyordu ve yavaş yavaş yürüyordu.
- 1. slowly. 2. gradually; bit by bit
- inch by inch
- at leisure
- by slow degrees
- by inches
- (Hukuk) gradual
The bus picked up the speed gradually.
- Otobüs yavaş yavaş hızlandı.
The sky has gradually clouded over.
- Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.
- slowly, gradually, little by little, step by step, bit by bit
- little by little
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
Tom's Japanese is improving little by little.
- Tom'un Japoncası yavaş yavaş gelişiyor.
- leisurely
- bit by bit
Bit by bit, he could attract her with his behaviour.
- Yavaş yavaş, davranışı ile onu çekebildi.
Tom is getting better bit by bit.
- Tom yavaş yavaş iyileşiyor.
- by stages
- step by step
- take it easy
- softly
Tom and Mary were speaking softly in French.
- Tom ve Mary yavaş yavaş Fransızca konuşuyordu.
- slow
The river flows slowly to the sea.
- Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.
Tom was walking slowly with his head down.
- Tom baş aşağı yavaş yavaş yürüyordu.
- languid
- yavaş
- slow
Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
- Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
Speak slower, please.
- Lütfen daha yavaş konuşun.
- yavaş yavaş yok etmek
- (Hukuk) undermine
- yavaş yavaş hareket ettirmek
- inch
- yavaş yavaş azalmak
- wear off
- yavaş yavaş azaltmak
- whittle off
- yavaş yavaş azaltmak
- whittle away
- yavaş yavaş azaltmak
- whittle down
- yavaş yavaş değişmek
- shade away
- yavaş yavaş değişmek
- shade off
- yavaş yavaş dolaşma
- amble
- yavaş yavaş dolaşmak
- amble
- yavaş yavaş gelmek
- work around to
- yavaş yavaş gelmek
- work round to
- yavaş yavaş ikna etmek
- spoonfeed smth. to smb
- yavaş yavaş ilerletmek
- edge
- yavaş yavaş karıştırmak
- stir slowly
- yavaş yavaş kaybolan
- sinking
- yavaş yavaş kaybolmak
- shade away
- yavaş yavaş kaybolmak
- trickle out
- yavaş yavaş kaybolmak
- tail away
- yavaş yavaş kaynamak
- simmer
- yavaş yavaş kaynatmak
- keep at a simmer
- yavaş yavaş ortadan kalkmak
- die out
- yavaş yavaş uzaklaşmak
- edge off
- yavaş yavaş yaklaşmak
- work round to
- yavaş yavaş yaklaşmak
- work around to
- yavaş yavaş yürümek
- go at a walk
- yavaş yavaş çıkmak
- trickle
- yavaş yavaş ödeme
- sinking
- yavaş yavaş ölmek
- die off
- yavaş yavaş ölüme gitmek
- totter to one's grave
- yavaş yavaş önceki görüntünün yerini alma
- fade in
- yavaş yavaş önceki sesin yerini alma
- fade in
- yavaş
- slow; gentle, mild; quiet, soft; slowly, slow
- yavaş
- largo
- yavaş
- Slow down!/Go slowly!/Take it easy!
- yavaş
- slowly
Can you speak more slowly?
- Daha yavaş konuşabilir misiniz?
Could you speak more slowly, please?
- Lütfen daha yavaş konuşabilir misin?
- yavaş
- languishing
- yavaş
- poco
- yavaş
- mild-mannered, gentle
- yavaş
- gingerly
- yavaş
- quiet, soft
- yavaş
- quietly, softly
- yavaş
- gently, lightly. Y
- yavaş
- slowspeed
- yavaş
- leisurely
- yavaş
- lingering
- yavaş
- tardy
- yavaş
- not fast
- yavaş ilerleyen
- lingering
- ilerde yavaş yavaş
- by and by
- yavaş tempo
- slow tempo
- yavaş yavas zuhur etm.; gelismek
- ETM slowly emerge slowly.; development
- yavaş yürümek
- to walk slowly
- yavaş çekim
- slow shutter
- yavaş, sessiz
- slow, quiet
- aküyü yavaş yavaş şarj eden cihaz
- trickle charger
- genelde daha yavaş yazdırma
- (Bilgisayar) generally slower printing
- lütfen biraz daha yavaş konuşun
- Please speak more slowly
- müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi
- crawler
- oldukça yavaş
- stepwise
- sesin yerini yavaş yavaş sonraki sese bırakması
- fade out
- tempolu ve yavaş koşma
- jogging
- yarı yavaş
- andante
- yavaş atın çiftesi pek olur
- still waters run deep
- yavaş dalga
- slow wave
- yavaş davranmak
- be slow to
- yavaş gel/ol!
- 1. Don't try to have me on!/Quit pulling my leg! 2. Slow down!/Take it easy!
- yavaş gitmek
- go slow
- yavaş hareket
- slow motion
- yavaş hareket eden kimse
- snail
- yavaş ilerleme
- crawl
- yavaş ilerlemek
- (trafik) to crawl
- yavaş ilerlemek
- crawl
- yavaş işleyen
- slowspeed
- yavaş konuşmak
- be slow of speech
- yavaş koşma
- dogtrot
- yavaş koşu
- jogtrot
- yavaş nötron
- slow neutron
- yavaş pişirme
- slow boiling
- yavaş sürmek
- tootle
- yavaş tempoda koşmak
- jog
- yavaş tempoda koşmak
- jogtrot
- yavaş tütün
- mild tobacco
- yavaş veya tek paletle dönüş
- gradual turn
- yavaş çalınan parça
- largo
- yavaş öğrenen
- backward
- yavaş öğrenme
- backwardness
- yerini yavaş yavaş sonraki görüntüye bırakma
- fade out
- çok yavaş
- pianissimo
- çok yavaş olarak
- pianissimo
- önemini yavaş yavaş kaybetmek
- de escalate