You ought to have known that he was sick in bed.
- Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.
This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
- Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
That mattress needs to be aired out.
- O yatak dışarıda havalandırılmalı.
Tom slept on the inflatable mattress.
- Tom şişme yatak üzerinde uyudu.
I can see mountains from my bedroom window.
- Yatak odası penceremden dağlar görebiliyorum.
Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
If you aren't feeling well, maybe you should rest in bed a little longer.
- Eğer iyi hissetmiyorsan, belki de yatakta biraz daha dinlenmelisin.
To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
- Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.