A bed of concrete makes a strong subsurface for an asphalt parking lot.
You ought to have known that he was sick in bed.
- Onun yatakta hasta olduğunu bilmen gerekirdi.
This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
- Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
Has the flat got three bedrooms?
- Apartman dairesinin üç yatak odası var mı?
She went upstairs to her bedroom.
- O üst kata yatak odasına gitti.
Tom slept on the inflatable mattress.
- Tom şişme yatak üzerinde uyudu.
This is a very hard mattress.
- Bu çok sert bir yatak.
I can see mountains from my bedroom window.
- Yatak odası penceremden dağlar görebiliyorum.
To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
- Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
Tom turned off his bedside lamp.
- Tom yatak yanı lambasını kapattı.
He didn't find the bedclothes.
- O, yatak örtülerini bulamadı.
Air the bedclothes when the weather is good.
- Hava iyi olduğu zaman yatak örtülerini havalandır.