yatırımcı

listen to the pronunciation of yatırımcı
Türkçe - İngilizce
investor

Investors must distinguish between genuine value creation and wishful thinking. - Yatırımcılar, gerçek değer yaratma ile hüsnükuruntuyu ayırt etmeliler.

If you gamble on the stock market, you are an investor... If you gamble on the derivatives market, you are a trader... If you gamble at the casino, you are a loser... Morality? - Borsada kumar oynarsan bir yatırımcısındır... Türev piyasada kumar oynarsan bir tüccar ... Kumarhanede kumar oynarsan bir kaybedensindir ... Ahlak ?

Financier, investor
financier
investor; depositor
(Ticaret) investment trust
enterpriser
enterprising
yatırım
investment

He lost a lot of money in the stock investment. - Borsa yatırımında çok para kaybetti.

Tom tripled his investment in six months. - Tom altı ay içerisinde yatırımını üçe katladı.

yatırım
hedge

Tom is a hedge fund manager. - Tom bir yatırım fonu yöneticisi.

yatırım
venture
yatırım
invest

He lost a lot of money in the stock investment. - Borsa yatırımında çok para kaybetti.

He can invest a million yen in stocks. - Menkul kıymetlerde bir milyon yen yatırım yapabilir.

yatırım
enterprize
yatırımcılar
investors

Foreign investors withdrew their money from America. - Yabancı yatırımcılar, Amerika'daki paralarını geri çektiler.

Foreign investors backed off because of regional political unrest. - Yabancı yatırımcılar bölgesel politik huzursuzluktan dolayı vazgeçti.

yatırım
enterprise
yatırım
invest to
yatırım
to invest
muhtemel yatırımcı
(Ticaret) potential investor
yatırım
sum invested; deposit
yatırım
investing; depositing
yatırım
capital goods
Türkçe - Türkçe
Yatırım yapan kimse
Yatırım
envestisman
Yatırım
plasman
Yatırım
mevduat
yatırım
Bir çıkar veya kazanç sağlamak için yapılan davranış
yatırım
Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman
yatırım
Millî ekonominin veya bir ticaret kuruluşunun üretim ve hizmet gücünü artırıcı nitelikte olan aktif değerlerine yapılan yeni eklemeler, envestisman
yatırım
Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman, envestisman
yatırım
Yatırmak işi
yatırım
Yatırma işi