yarat

listen to the pronunciation of yarat
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) compose

A nation creates music — the composer only arranges it. - Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

{f} created

The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity. - Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

Human beings are created to create things. - İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.

{f} creating

Your behavior is creating a lot of problems. - Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.

A young Kyrgyz woman, creating a miracle with her own hands in Moscow, amazed the Dagestanis. - Moskova’da kendi elleriyle bir mucize yaratan genç bir Kırgız kadın, Dağıstanlıları şaşırttı.

create

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

People of Almaty, let us create a child-friendly city! - Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

dizin yarat
(Bilgisayar) create index
etiket yarat
(Bilgisayar) create label
hemen yarat
(Bilgisayar) create soon
resim yarat
(Bilgisayar) create picture
burada atık yarat
(Bilgisayar) create scrap here
burada belge kısayolu yarat
(Bilgisayar) create document shortcut here
burada kısayol yarat
(Bilgisayar) create shortcut here
burada kısayollar yarat
(Bilgisayar) create shortcuts here
kuyruk yarat
(Bilgisayar) create queue
microsoft access formu yarat
(Bilgisayar) create microsoft access form
microsoft access raporu yarat
(Bilgisayar) create microsoft access report
zarf yarat
(Bilgisayar) create envelope