A nation creates music — the composer only arranges it.
- Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.
Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
- 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
Human beings are created to create things.
- İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.
Perform an experiment in creating a country from scratch.
- Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.
Your behavior is creating a lot of problems.
- Davranışın çok sayıda sorun yaratıyor.
Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
If God doesn't exist in our world, then I will create God with my own hands.
- Tanrı dünyamızda yoksa, öyleyse Tanrı'yı kendi ellerimle yaratacağım.