yarısı

listen to the pronunciation of yarısı
Türkçe - İngilizce
half

I've done half the work, and now I can take a break. - İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.

Half the office took a day off. - Ofisin yarısı izin aldı.

of half
yarısı kadar
half
yarısı kadar daha
half as much again
yarım elmanın yarısı o, yarısı bu
(Konuşma Dili) They're as like as two peas in a pod
yatak yarısı
(Otomotiv) bearing half
yarı
part

I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow. - Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

gece yarısı
(Konuşma Dili) the witching hour
gece yarısı
at midnight
yarı
semi

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia. - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

yarı
moiety
yarı
half

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

Don't leave your work half done. - İşini yarıda bırakma.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
nerdeyse yarısı
nearly half
ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır
(Atasözü) Somewhere in the middle of August the weather breaks
beyin yarısı
(Anatomi) cerebral hemispheres
bir elmanın iki yarısı
as like as two peas
bir elmanın iki yarısı gibi benzemek
be as tweedledum and tweedledee
elmanın yarısı o, yarısı bu as
like as two peas in a pod
gece yarısı
a) midnight b) at midnight
gece yarısı
1. midnight. 2. in the middle of the night
gece yarısı
dead of night
gece yarısı
It's midnight
ortaçağın ilk yarısı
Dark Ages
yarı
meta
yarı
semi-

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

Mars contains highlands which occur in the southern hemisphere. - Mars güney yarım kürede oluşan yaylalar içeriyor.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

Türkçe - Türkçe

yarısı teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Yarı
nim
ana yarısı
Teyze
gece yarısı
Güneşin batması ile doğması arasındaki sürenin ortası
gece yarısı
Gecenin ilerlemiş saatleri, gecenin ortası
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf
yarısı