The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Regardless of what he does, he does it well.
- Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
He doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
He is afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korkuyor.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
- Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
- Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
If it had not been for her help, you would never have done it.
- Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
It can be done in a day.
- O, bir günde yapılabilir.
A molecule is made up of atoms.
- Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
- O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
- Onunla ilgili ne yaptın?
I'm not quite sure what to make of this.
- Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
- Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
- Konferans öbür gün yapılacak.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
Don't be afraid to make mistakes when speaking English.
- İngilizce konuşurken hata yapmaktan korkmayın.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
He committed an illegal act.
- O, yasa dışı bir eylem yaptı.