She became rich by making ceramic pieces.
- O, seramik eser yaparak zengin oldu.
Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
- Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
I want to spend more time doing things that matter.
- Önemli olan şeyleri yaparak daha fazla zaman harcamak istiyorum.
What activity do you spend most of your time doing?
- Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
Regardless of what he does, he does it well.
- Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
This table is made of wood.
- Bu masa tahtadan yapılmıştır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
Making such a judgement may lead to wrong ideas.
- Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.
He is afraid of making mistakes.
- Hata yapmaktan korkuyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
- Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
They assisted him in performing the operation.
- Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
If it had not been for her help, you would never have done it.
- Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
She can't have done such a thing.
- O öyle bir şey yapmış olamaz.
This stool is made up of leather and wood.
- Bu tabure, deri ve tahtadan yapılmıştır.
She made up her face in 20 minutes.
- O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.
What did you make of that?
- Onunla ilgili ne yaptın?
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
- Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
They voted to create a committee.
- Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The committee had a long session.
- Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
He committed an illegal act.
- O, yasa dışı bir eylem yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.