yanı sıra

listen to the pronunciation of yanı sıra
Türkçe - İngilizce
as well as

He likes sports as well as music. - Müziğin yanı sıra o sporları da sever.

He teaches mathematics as well as English. - İngilizcenin yanı sıra matematik de öğretir.

1. right along with, right alongside, together with, with: Yanı sıra avukatını getirdi. He brought his lawyer along with him. Viski yanı sıra bira içiyor. He's drinking beer together with whiskey. 2. besides, in addition to, along with: Büyük bir yazar olmanın yanı sıra ünlü bir müzisyendir. Besides being a great writer he's also a famous musician. 3. right alongside, right beside: Yanım sıra onlar oturuyorlardı. They were sitting right beside me
(Konuşma Dili) not to mention

Jane can play the violin, not to mention the guitar. - Jane gitarın yanı sıra keman çalabilir.

Michael speaks Japanese, not to mention English. - Michael İngilizcenin yanı sıra Japonca da konuşur.

besides

Besides that, I don't know how to dance. - Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.

Besides being a surgeon, he was a famous writer. - Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.

alongside
in addition

In addition to being a doctor, he was a very famous novelist. - İyi bir doktor olmasının yanı sıra, o çok ünlü bir roman yazarıydı.

In addition to being a doctor, he is a writer. - Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır.

(Latin) inter alia
alongside with
along

Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce. - Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.

yanısıra
as well as
yanısıra
along
bunun yanı sıra
besides
yanısıra
alongside
yanısıra
also

Besides English, she also speaks German. - İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.

yanısıra
(prep.) alongside, next
yanısıra
(adv.) on the side, along, alongside
yanısıra
(conj.) as well as
yanısıra
alongside of
yanısıra
on the side
yanısıra
next
Türkçe - Türkçe
Yanında
Birlikte, beraberinde
yanı sıra