Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
The dictionary gathers nearly half a million words.
- Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
- Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
He does not let the opponent come near him.
- O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.