yaklaşık

listen to the pronunciation of yaklaşık
Türkçe - İngilizce
approximate

The number pi is approximately equal to 3.14 or 22/7. Its symbol is π. - Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü π'dir.

Dogs breathe approximately 30 times a minute. - Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.

about

I have about 5,000 yen. - Benim yaklaşık 5,000 yenim var.

Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan. - Tsez dili, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkasya dilidir.

well nigh
just about

Tom has just about everything a man could want. - Tom yaklaşık olarak bir erkeğin isteyebileceği her şeye sahip.

Tom contradicts just about everything I say. - Tom yaklaşık olarak söylediğim her şeyin tersini söylüyor.

approximate, rough, about, circa, more or less, something like takribi
approximative
proximate
circa

This work was painted circa 1650. - Bu tablo yaklaşık 1650'de yapıldı.

rough

Roughly speaking, there were about 30 people in the bus. - Kabaca konuşursak, otobüste yaklaşık 30 kişi vardı.

He estimates that the new house will cost roughly thirty million yen. - O, yeni evin yaklaşık otuz milyon yene mal olacağını tahmin ediyor.

some

That charity is named after someone who contributed about two billion yen. - O hayır kuruluşuna yaklaşık iki milyar yen bağışta bulunan birinin adı verildi.

I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out? - Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi?

round about
broadly speaking
(Bilgisayar) approx

The bridge is approximately a mile long. - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

Disconnect the power cable from the modem, wait for approximately one minute, then reconnect the cable. - Enerji kablosunu modemden ayır, yaklaşık bir dakika bekle, sonra kabloyu tekrar bağla.

or so

I'll be back in an hour or so. - Ben yaklaşık bir saat içerisinde döneceğim.

I still have an hour or so before my next appointment. - Bir sonraki randevumdan önce hâlâ yaklaşık bir saatim var.

round
something like
around

The net-cafes here cater to students; fees start at around a pound an hour. - Buradaki net-kafeler öğrencilere yiyecek ve içecek sağlamaktadır; ücretler yaklaşık saati bir pounddan başlamaktadır.

My older brother started to take interest in Japanese folk songs when he was around 12 years old. - Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

more or less

She's more or less my age. - O yaklaşık olarak benim yaşımda.

around about
in the region of
in round figures
yaklaşık olarak
approximately

Tom is approximately the same age as me. - Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.

It'll take approximately three hours. - O yaklaşık olarak üç saat sürecek.

yaklaşık olarak
roughly

Asia is roughly four times the size of Europe. - Asya yaklaşık olarak Avrupa'nın dört katı büyüklüktedir.

yaklaşık çözüm
approximate solution
yaklaşık olarak
ballpark figure
yaklaşık değer
approximate value
yaklaşık dokuz litrelik kuru ölçü
peck
yaklaşık olarak
as nearly as I can tell
yaklaşık olarak
approximately, roughly takriben
yaklaşık olarak
almost

The novel has sold almost 20,000 copies. - Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.

yaklaşık olarak
near

It's nearly six o'clock. - Saat yaklaşık olarak altıdır.

The world population is expanding at the rate of nearly 90 million people a year. - Dünya nüfusu bir yılda yaklaşık olarak 90 milyon kişi artıyor.

yaklaşık olarak
something like
yaklaşık olarak
roundly
yaklaşık olarak
thereabouts
yaklaşık olarak
thereabout
yaklaşık olarak
nearly

It's nearly six o'clock. - Saat yaklaşık olarak altıdır.

Tom is nearly twice your size. - Tom yaklaşık olarak senin ölçünün iki katı.

yaklaşık olarak
approx

Tom is approximately the same age as me. - Tom yaklaşık olarak benimle aynı yaşta.

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

yaklaşık olarak
give or take
yaklaşık olarak
approximate

It'll take approximately three hours. - O yaklaşık olarak üç saat sürecek.

A person's heart is approximately the same size as their fist. - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.

unit kırk fite eşit ölçü birimi (yaklaşık 12 metre)
(Askeri) forty-foot equivalent
yaklaşık olarak
in the neighborhood of
yaklaşık olarak
ballpark
yaklaşık olarak
practical
yaklaşık olarak
some
Türkçe - Türkçe
Gerçek değeri veya miktarı değil, ondan az fazla veya eksik bir niceliği gösteren, aşağı yukarı bir değerlendirme yapılarak bulunan, takribî
takribi
yaklaşık bilgi
Bilimsel bakımdan geçerli sayılabilecek kadar açık ve nesnel olan, fakat bilim geliştikçe yeniden gözden geçirilmesi ve geliştirilmesi gerekecek olan bilgi
yaklaşık değer
Bir niceliğin gerçek tutarından az eksik veya az artık olan değeri
Yaklaşık olarak
kabaca
yaklaşık olarak
(Osmanlı Dönemi) takrîben
yaklaşık