Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Although she lives nearby, I rarely see her.
- Yakında yaşamasına rağmen , onu nadiren görürüm.
My father will be forty soon.
- Babam yakında kırk yaşında olacak.
I think you will have done all the work soon.
- Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.
I expect Tom back shortly.
- Tom'un yakında döneceğini umuyorum.
We'll be there shortly.
- Yakında orada olacağız.
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
Is there a telephone nearby?
- Yakında bir telefon var mı?
Is there a restaurant close by?
- Yakında bir restoran var mı?
Our teacher lives close by.
- Bizim öğretmen yakında yaşıyor.
Where is the closest train station?
- En yakın tren istasyonu nerede?
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
Excuse me, is there a toilet nearby?
- Affedersiniz, yakında bir tuvalet var mı?
He lived in a small town nearby.
- Yakınlardaki küçük bir kasabada yaşıyordu.
yakında istanbul a uçuyorum.
yakında istanbul a uçuyorum.
I had no idea what was in that room until recently.
- Yakın zamana kadar o odada ne olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.
I haven't been in contact with Mr. Smith recently.
- Yakın zamanda Bay Smith ile görüşmedim.
Sami and Layla were having an intimate relationship.
- Sami ve Leyla yakın bir ilişki yaşıyorlardı.
Tom was intimate with Mary.
- Tom'un Mary'yle yakın ilişkisi vardı.
We think Tom might be in imminent danger.
- Tom'un yakın tehlikede olabileceğini düşünüyoruz.
Are you in immediate danger?
- Sen yakın tehlike içinde misin?
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.
This is all very approximate.
- Bunun hepsi çok yakın.
Åle, the world's oldest eel, just died. He was approximately 150 years old.
- Dünyanın en yaşlı yılan balığı Åle yakın zamanda öldü. Yaklaşık olarak 150 yaşındaydı.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.
A close neighbor is better than a distant relative.
- Yakın bir komşu, uzak bir akrabadan daha iyidir.
Tom didn't know that Mary's house was so close to John's.
- Tom, Mary'nin evinin John'unkine çok yakın olduğunu bilmiyordu.
The dog is close to death.
- Köpek ölüme yakındır.
I wouldn't permit such familiarity.
- Ben böyle yakınlığa izin vermezdim.
Layla grew up in Arabia and was very familiar with camels.
- Leyla, Arabistan'da büyüdü ve develerle çok yakındı.
His paralysis is progressing, and soon he won't be able to get out of bed.
- Onun felci ilerliyor ve yakında yataktan çıkamayacak.
We number him among our closest friends.
- Biz onu en yakın arkadaşlarımız arasında sayıyoruz.
My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
- Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
Tom's uncomfortable with close personal relationships.
- Tom, yakın kişisel ilişkilerden rahatsız.
What is your relationship to him? I'm his father.
- Onunla yakınlığın nedir? Babasıyım.
I really look forward to your visit in the near future.
- Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.
I'll drop in on you sometime in the near future.
- Ben yakın gelecekte bir ara sana uğrayacağım.
Tom took a closer look at it.
- Tom, ona daha yakından baktı.
We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
- Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
When I had to learn English in school, at times I would bemoan all the irregularities and strange rules.
- Okulda İngilizce öğrenmek zorunda kaldığımda zaman zaman tüm düzensizlik ve garip kurallardan yakınırdım.
It's only effective at close range.
- Bu sadece yakın mesafede etkili.
Layla shot Sami at close range.
- Leyla yakın mesafeden Sami'ye ateş etti.
A global crisis is at hand.
- Küresel bir kriz yakındır.
Christmas is near at hand, isn't it?
- Noel yakın, değil mi?
Don't complain about that. You've asked for it.
- Yakınma. Kendin kaşındın.
We complain about our neighbors.
- Biz komşularımız hakkında yakınıyoruz.
It's convenient to live so close to the train station.
- Tren istasyonuna çok yakın yaşamak uygundur.
My house is located in a convenient place - near the train station.
- Evim tren istasyonu yakınında, uygun bir yerde bulunur.
She always complains of her teacher.
- O her zaman öğretmeninden yakınır.
Tom complained that his back hurt.
- Tom sırt ağrısından yakındı.
There was a fire near the train station last night.
- Dün gece tren istasyonu yakınında bir yangın vardı.
Last night there was a fire near here, and I couldn't sleep.
- Dün gece buraya yakın bir yangın vardı ve uyuyamadım.
We haven't been close in years.
- Yıllardır yakın olmamıştık.
Tom has hardly any close friends.
- Tom'un neredeyse hiç yakın arkadaşı yok.
Hardly anyone has seen this animal up close.
- Neredeyse hiç kimse bu hayvanı yakından görmedi.
They soon became inseparable.
- Onlar yakında ayrılmaz oldular.
The individual stars in a constellation may appear to be very close to each other, but in fact they can be separated by huge distances in space and have no real connection to each other at all.
- Bir takım yıldızındaki bireysel yıldızlar birbirlerine çok yakın görünebilir fakat aslında onlar uzayda büyük mesafelerle ayrılabilir ve birbirleriyle hiç gerçek bağlantısı yoktur.
Sami had very close connections to the crimes.
- Sami'nin suçlarla çok yakın bağlantıları vardı.
Our entrance examination was near at hand.
- Giriş sınavımız çok yakındı.
Christmas is near at hand, isn't it?
- Noel yakın, değil mi?
Tom has been very friendly toward me.
- Tom bana karşı çok cana yakın.
The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle.
- Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.
Tom and Mary have been bosom friends for years.
- Tom ve Mary yıllardır yakın arkadaş olmuşlardır.
I'm sure he'll be along soon.
- Onun yakında geleceğinden eminim.
The old woman went, and soon returned along with the Princess.
- Yaşlı kadın gitti ve yakında Prenses ile birlikte geri döndü.