I'm a stranger in these parts.
- Buralarda bir yabancıyım.
A dog barks at strangers.
- Bir köpek yabancılara havlar.
Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
Being a foreigner, I couldn't catch on to the joke.
- Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.
Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
It's hard to learn a foreign language.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
A dog barks at strangers.
- Bir köpek yabancılara havlar.
I'm a stranger in these parts.
- Buralarda bir yabancıyım.
Aliens controlled Earth's progress in secret.
- Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
Earthlings became under alien surveillance that prevented a major war.
- Dünyalılar yabancı gözetim altına girdi ve büyük bir savaşı engelledi.
The voice on the phone was unfamiliar to me.
- Telefondaki ses bana yabancıydı.
Tom was threatened with a knife on the street at night by an unfamiliar man and robbed of his money.
- Tom bir yabancı adam tarafından sokakta gece bıçakla tehdit edildi ve parası soyuldu.
Outsiders make Tom nervous.
- Yabancılar Tom'u geriyor.
No outsiders are allowed to enter.
- Yabancıların girmesine izin verilmez.
They tried to hide their xenophobia.
- Onlar yabancı düşmanlıklarını saklamaya çalıştılar.
They are very xenophobic.
- Çok yabancı düşmanılar.